İklim Göçü Nedir?
- Buğçe Ağca
- 14 Kas 2023
- 2 dakikada okunur

İklim değişikliği nedeni ile artan sıcaklık dünya genelinde büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Dünyanın farklı bölgelerinde birçok farklı felaket beklenmektedir. Örneğin; belli bölge kuraklık ile savaşırken bir başka bölge deniz seviyesinin yükselmesi ile savaşmak zorunda kalacaktır. Toplumları yerinden etmesi beklenen iklim değişikliği sonucu birçok göçmen oluşacaktır. İklim nedeni ile göç etmek durumunda kalan kişilere iklim göçmenleri denecektir. İklim göçmenleri olarak bilinen yeni bir göçmen sınıfının oluşması gelişmiş ülkeler içinde büyük bir problem oluşturacaktır.
İklim göçü, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çeşitli tehlikelere yol açacak bir konu olacaktır. Düzensiz artacak olan nüfus artışı ile öncelikle salgın hastalıklar artacaktır. Kamu sağlığını temelden etkileyecek olan göç makro ölçekli sosyolojik vakalara dönecektir. Bununla birlikte kamu düzeni bozulacaktır. Toplum düzenleri bozuldukça huzursuzluk artacaktır. Kamu düzenin bozulması ile işsizliği ve özellikle cinsiyete dayalı her türlü şiddeti artacaktır. Refah seviyesini temelinden bozacak olan çevre kaynaklı felaketler kültürleri de etkileyecektir. Gıda güvenliğinden sağlık sistemine kamunun her alanını etkileyecek olan iklim değişikliği artık sadece ekolojik dengeyi değil toplumun her alanını etkileyecektir.
İklim Göçü Nedir?
İklim göçü ile iklim değişikliğinin yarattığı olumsuz etkiler sonucunda insanların yaşadıkları bölgeleri terk ederek yeni bölgelere göç etme eylemi tanımlanmaktadır. İklim göçüne neden olan sebepler arasında yükselen deniz seviyesi, kuraklık, verimsiz topraklar nedeni ile kıtlık ve yaşanabilir bölgelerin yok olması gibi önemli faktörler yer almaktadır. Uluslararası alanda yaşanması beklenen felaketler sonucunda iklim göçünün büyük bir mesele haline gelmesi beklenmektedir. Pasifik Adaları, Bangladeş, Sahel Bölgesi, Karayip Adaları ve Orta Amerika, Afrika Büyük Göller Bölgesi, Hindistan ve Bangladeş'in Sığır Ovaları, Malawi ve Mozambik bölgelerinden diğer ülkelere büyük göç dalgaları beklenmektedir.
İklim değişikliği özellikle ekonomik açıdan kalkınamayan ülkelerde daha çok hissedilmektedir. Sosyal ve ekonomik açıdan düşük gelirli ve teknolojik inovasyonlardan noksan olan toplumların kültürü ve hatta varlıkları yok olacaktır. Uluslararası alanda bu durum yaşam kalım bekasına dönüşmüştür. Her bir toplum önceliğini iklim değişikliğine vermeli ve çözüm için temiz teknoloji inavasyonlarını desteklemelidir.
Özellikle geçtiğimiz yıllarda iklim krizinin etkileri daha da belirginleşmiştir. Orman yangınları, seller, mevsimlerin normal sıcaklığın üstünde seyretmesi ve kuraklık gibi doğal felaketler her geçen gün daha çok hayatımızda yer almaktadır. İklim krizinin etkilerini azaltmak veya ortadan kaldırmak adına küresel çapta eylem planları oluşturulmalıdır. Eylem planı ile iklim değişikliğini tetikleyen en önemli unsur olan enerji kaynakları değiştirilmelidir. Fosil yakıtlara bağımlılık azaltılmalı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmalı ve enerji verimliliği artırılmalıdır.
G20 Zirvesi ile Alınan Önlemler Neler?
G20 zirvesi, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderlerinin bir araya geldiği bir toplantıdır. Bu zirveler, küresel ekonomi, finans, ticaret, iklim değişikliği ve diğer küresel sorunları ele almak için düzenlenmektedir. G20 zirveleri, küresel sorunların çözümüne katkıda bulunmak için önemli bir platformdur.
9 ve 10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de gerçekleşen 2023 G20 Zirvesinde iklim değişikliği en çok konuşulan konuların başında geldi. Ancak ortak bir payda da buluşulamadı. Her ne kadar zirvenin sonunda, liderler tarafından iklim değişikliği ile mücadelede ortak bir eylem planı kabul edilmiş olsa dahi önemli çözümler için adım atılmamıştır. Örneğin, liderler 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi belirlemekten kaçınmışlardır.
Sonuç olarak iklim değişikliği nedeni ile kitlesel göçlerin yaşanması kaçınılmazdır. İklim değişikliği toplumların kökeni temelden etkileyecektir. Böyle bir durum karşısında kamu sağlığının ve düzenin korunması açısından uluslararası eylem planlarının oluşturulması elzem ve acildir.
Yazar: Buğçe Ağca